Ne güzel de başlar oysa… Bir EVET der insan ve çoğu zaman çok düşünülmüş, kimi zaman ise hiç düşünülmeden alınan bir kararla..Bir prensestir kadın ve erkeği de onu taçlandıran yakışıklı beyaz atli prens. Herşey mükemmel.Mutluluk kalplerinin üzerinde taşıdıkları bir çocuk gibi masum. Fakat öyle bir zaman gelir ki, pembe toz bulutu yok olur ve hayat acımasızca size verdiği mutluluğu geri almaya başlar. Evlilik tam da bu noktada başlar aslinda . Sahi neydi evlilikleri sonlandiran..? Evet derken yüreği delice atarken insanın birdenbire o yürek nereye uçar ki ansızın..? Aslında olay o kadar basittir ki çoğu insan belki de bu kadar basit diye çözümü bulamaz. Hayat toz duman olur.Ben bu durumu insanların çok şey istemesine bağlıyorum. Daha da açmak gerekirse evlilik dönemini flört dönemi gibi geçeceğini zannedenler malesef bu yanılgıyı yaşamak zorunda kalıyorlar. Prens kurbağaya dönüşmüyor çünkü. Belki de prenses tahtına sahip çıkamıyor. Aynı hayata tutunmak, iki farklı hayatken tek hayatı sürdürmek elbette zor.Sözün özü prensiniz değişmiyor sevgili güzeller güzeli prensesler..Evlilikten hayalleriniz çocuk romanlarındaki gibi saraylarda yaşamak sanıyorsanız, gerçek hayata hoş geldiniz. Evlilik ne alınan bir yüzük, ne gezilen yerler..Evlilik eşinizle bir olmak, tüm zorlukları birlikte göğüslemek , bazen bütün olumsuzluklara ragmen sabredebilmek ve bunun böyle olduğunu bilmek…