Son günlerde babaneme konulmus olan teshis beraberliginde kafami epeyce karistirmasina neden olan bu hastalik hakkinda uzunca bir arastirma yaptim ve ogrendigim bilgileri sizlerle paylasmak istedim . Oncelikle Rabbim tüm hastalara şifa versin diyorum ve yazima geciyorum .. Karaciğer vücudun kimya fabrikası gibi çalışan bir organdır. Kan Sekerininin düzenlenmesinden, yağ, şeker ve proteinlerin birbirine dönüşmesine kadar bir çok görevi vardır. Hücreleri düzenli bir şekilde dizilmiştir. Başta alkol kullanımı olmak üzere hepatit türü hastalıklar sonucunda karaciğerin yapısı düzensizleşir ve hücreler hasara uğrar. Hücrelerin yok olmasıyla karaciğer küçülür ve görevini yerine getiremeyecek hale gelir. Devaminda ise vücudun kimya fabrikası dediğimiz organın bozulması hayati tehlikeye yol açan bir sorundur. Bu sebeplerden dolayı iyileşmesi imkansız olan siroz hastalığı ortaya çıkar. Sirozlu bir karaciğer küçülmüştür ve pürtüklü bir yapıya sahiptir. Yok olan karaciğer hücrelerinin yerine yeni hücre üretimi gerçekleşir fakat bu dağınık ve aşırı miktardadır. Bu yüzden bağ dokusu bütün karaciğere dağınık bir şekilde yerleşmiştir. Bunun devaminda ise birazda hastaligin gosterdigi belirtilerden bahsedecegim . Oncelikle Hastalık ilk ortaya çıktığında yorgunluk, çabuk yorulma, iştahsızlık, sarılık, bulantı, aşırı gaz birikimi, özellikle bacaklarda ve karında şişlik, kabızlık, erkeklerin gögsünün büyümesi görülür. Hastaligin ileriki evresinde ise belirtiler siddetlenir . Gözle görülür bir kilo kaybı vardır. Hasta yemek yemek istemez. Bacaklar zayıflar. Yemek borusundaki damarlar patlayarak iç kanama olabilir. Karaciğer zehirli maddeleri süzer fakat siroz sonucu bu görevi yapamaz ve bu zehirli maddeler hücreleri tahrip eder. Beyin hücrelerinin hasarı sonucu kişi aptallaşır, motive olmada güçlük çeker.